30 Ağustos 2010 Pazartesi

Moraller Gayitiği

Şebne'm Ferah


Sezyum da dimiş.

Yıllardır Şebnem Ferah'ın kliplerinde, fotoğraflarında aşırı renk - kontrast ayarıyla ablamız iki göz bir ağız kaldı.

Gelin buna bir dur diyelim
Gelin buna bir dur.

62. Emmiler Ödül Töreni

62. Emmy Ödül Töreni dün gece gerçekleşti. Kısacadan da bir yorum atalım
istedim.

 Bu sene Jimmy Fallon sunuculuğu üstlenmiş. Gerçekten iyi performans gösterdi, kendisinden beklemediğim kadar. Özellikle 24, Law & Order ve Lost dizilerinin bitişi için gösterdiği performans en bir beğendiğim oldu. Yalnız her yere gitarını sokmasaydı, hep bir müzik sevdasında olmasaydı, başka gösteriler de görseydik sanırım daha bir hoş olurdu.

 Kırmızı halıda ve şovun genelinde Betty White üzerinde odaklanma vardı, iyi de oldu. Tina Fey de hoştu. Ama bir yandan Jane Lynch üzerindeki yoğunlaşmada mide bulandırdı.




   Komedi
 
  En iyi dizi ve senaryoyu Modern Family'nin alması gerçekten çok şaşırtıcı oldu.
  Neil Patrick Harris ( Barney - How I Met Your Mother ) Konuk Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Lead bekliyorduk aslında ondan Çetin ile ama yine Jim Parsons ( Sheldon - BigBang Theory ) alınca onu yüzü gülümsetti.
  Betty White da Konuk Bayan Oyuncu ile boş bırakılmadı.

   

    Reality

    Top Chef aldı ama çok karışmıyorum, anlamıyorum pek bu bölümden.

     Drama

   Mert Men aldı... Ne bekliyorduk zaten değil mi?
   Erkek Oyuncu Bryan Cranston ( Walter - Breaking Bad ). Aferin bu çok güzel oldu dedirtti. Bayan Oyuncu da Closer'a gitti. Tamam.
   Yönetmen ödülünü Dexter aldı. 

    Eğlence


   Jon Stewart aldı düşündüğüm gibi ama Conan alsaydı da çok klas olurdu be.

     Bob Hope İnsanlık Ödülü
   
    George Clooney aldı.

    MiniSeries

    Sonunda bizim CNBC-e'nin öv öv bitiremediği Pacific tabi ki.

  
    Son Sözler: Güzelliklerin olmasına rağmen Emmy'ye yakışmadı bu sene. Beklenenin altında gösteri ve ödüller oldu. Bu kadar yeterli şimdi bir başka entiri de görüşmek dileğiyle. xoxox



  

 

26 Ağustos 2010 Perşembe

Break...

Ara veriyoruz...

Psikolojik durumlardayız...

Yokum belirsiz bir süreliğine...

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Cen - Kerdem Bey Ler

Cenk Durmazel ve Erdem Uygan ne yapar ne eder derkene bir de ne görüyim ( Duyuyım aslında ).  Power FM'de rastlaştım kendisileriynen.

Yamuluyorsum düzeltin ama haftaiçi hergün saat 18:00-20:00 arası seyircili filan program yapıyorlar.



- Cenk Bey ''Anket'' nedir?
- Uncat tersine kedidir Erdem Bey. Adı üzerinde: Un Cat.
- Peki oy kullandığımız zımbırtılara da Uncat denmiyor muydu?
- Öyle miydi? Bilmem...
- Ben sürekli oy kullandığım için biliyorum.
- Siz hiçbir şey bilmeyen cahil ve cüheylan bir insansınız.
- Sahi mi söylüyorsunuz?
- Tabi. Bilmiyor muydunuz?
- Yoo! İlk defa duyuyorum.

Göl olur !

   

Bu sıcakta bir bok olmaz...

Konudan baya Açılım..

Adamlar yapıyor abi...

20 Ağustos 2010 Cuma

Kibrit kutusu diye bir şey icat edilmemiş olsaydı diyetisyenler ne b.k yerdi acaba?

Melisa part-3

Melisa'nın Didim'e gelecek olan teyzem ile telefon konuşması:

- Teyze
- Söyle böceğim.?
- Sen gelince ne yapalım biliyorum ben.
- Ne yapalım?
- Sabahları uyuyalım, geceleri tozutalım.

Gençlik eğlenmeyi biliyor işte..

19 Ağustos 2010 Perşembe

Burası İstanbul

Garip Şeyler Oluyor


Dün akşam yol kenarında bankta oturan iki adamın konuşmasına şahit oldum:

- Abi var ya şimdi burdan İstanbul'a ışınlanabiliyorum 5 dakikada.
- Abi Amerika'ya filan da gidebiliyor musun?
- O yok da seneye İngiltere'yi de düşünüyorum... ( Seneye açıyorr tarifeleri )

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Milliyet'in İftar Sofrası

Milliyet gazetesinin verdiği iftar tarifi malzemeleri:

4 parça bonfile, 10 dal taze kekik, bir çorba kaşığı kapari, yarım su bardağı kemik suyu, yarım su bardağı beyaz şarap, yarım su bardağı zeytinyağı, 1 çorba kaşığı hardal, iki çorba kaşığı tane kırmızı biber vs.

Beyaz şarap ha... Bizim ülke ne ara bu atılımı yaşadı.

17 Ağustos 2010 Salı

200'lü


               


                                           
                                                                bobiler.örg'den...
                                                              
     


Ramazan gelir..

Davulcuya oyun havası çaldıran mahallelerde yaşıyorum...

Yaptık bir şey bir de:



Malt ''Arıza'' Çıkarttı !

Başlık da tam spor sayfası manşeti gibi oldu, di mi, hı

Aslında oldu baya çıkalı albüm ama yazmak şimdiye nassipmiş...

İlk önce söylemek istediğim, bu albüm de saf  rak, merak etmeyin. Ancak Malt'ın ilk albümü olan Kendi Adını Taşıyan Albüm'deki o temposu, cayır cayır gitarları, hareketi, sertliği bu albümde devam etmiyor.

 Hemen üzülüm moduna geçmeden önce söyliyeyim, albümün havası apayrı ama yine de aynı lezzette..

 Hem sn. Darmeyzıl'ın (Cenk Durmazel ) romantizmi de nasıl hakkıyla yapabileceğini gösteriyor.

 Tirek List :

  1- Doldur            ( Albümün en bir gaz parçası, benim ise en bir sevdiğim olur )
  2- Arıza               ( Albüme adını veren, hafif-ağır parça )
  3- Olmaz             ( Durmazel'in en içten söylediği, duygularını en beğendiğimi )
  4- Evdeymiş         ( Bilmiyorum nedenini ama albümde ısınamadığım parça )
  5- Kapıya Yazdır ( Ölüm ardından  'Arkandan konuşmak yasak, o yüzden şarkı söylüyorum sana' )
  6- Neanderthal     ( "Ne anlarlar dertten halden" vay be, deha parçası )
  7- Yeniden           ( Akustik çıkış parçası, aynadır, ikincimdir )
  8- Mutlu               ( Mutlu eden parça, o ne güzel ''ulan'' demedir be )
  9- Önemsiz           ( Orta yaş bunalımı, egolara lego der )
10- Yangın             ( En şiirimsi parçadır, açık ara en duyguludur )
11- Arıza                ( Piyano versiyonu )

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Annoying Orange

Bir milyon Subscribe yapmış portakal.
Her Cuma yeni bölümü geliyor. Bu güzel bak...


Annoying Orange Gets Autotuned - The best bloopers are a click away

15 Ağustos 2010 Pazar

15 Ağustos : Yavuz Çetin

Bugün 15 Ağustos : Yavuz Çetin'in Boğaziçi Köprüsü'nden atlamasıyla cennet en iyi gitar virtüözünü kazandı... Biz onu ne kadar erken kaybettiysek de...


''Altın Çocuk''  1970 yılında Samsun'da doğdu. Müziğe cura ve sonrasında bağlama ile başladı, 14 yaşından itibaren Hasan Cihat Örter'den blues ve rock gitar dersleri almaya başladı.

17 yaşında profesyonel müzik hayatına atıldı. Lise arkadaşı Ercan Saatçi ile ''I Will Cry'' adlı parçayı çıkarıp Hey dergisinde 1. oldu. ve Marmara Üniversitesi müzik bölümüne girdi. Çalıştığı grup Labirent ile katıldığı Yıldız Üniversitesi müzik yarışmasında birincilik ödülü aldı. Üniversiteyi yoğun çalışmaları nedeniyle bitiremedi.

1992 yılında İstanbul’da müzisyen dostları Batu Mutlugil (duman grubunun gitaristi olan batuhan mutlugil'in babası), Kerim Caplı ve Sunay Akin ile cover grubu olarak tanınan Blue Blues Band'i kurdu

Bir çok grubun, albümün kayıtlarında, konser turnelerinde bulundu. ( MFO, Göksel, Zelin, Kıraç, Soner Arıca, Turgut Berkes ) Ancak bar müzisyenliğini hiç bırakmadı.

''İlk'' adli ilk albümünü çıkardı. Albümünde yer alan Erkeğin Olmak İstiyorum en çok bilinenidir. Yavuz Çetin Group isimli grubuyla bar performansını devam etti. Bu sure içerisinde ikinci albüm çalışmalarına da basladı. 2000 yıllarının sonlarında ikinci albümü '' Satılık'' için stüdyoya girdi. Eylül 2001 tarihinde çıkmasına karar verildi. Ama ne yazık ki yaptığı bu son çalışmanın müzikseverlerle buluştuğunu göremeden, 15 Ağustos 2001 tarihinde Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak yaşamına son verdi Türkiye’nin ilk blues ve bence en yetenekli gitaristi Yavuz Çetin..





14 Ağustos 2010 Cumartesi

Pabırpaf görrrlllzz

Hayır hayır, saat 03:02'de oturmuş Power-puff Girls izlemiyorum. Kardeşim izliyordu, uyudu ama... Kapatıcağım televizyonu birazdan ama yok yok bakmıyorum hiç...

Birebir aynı olmuş lan
Orcinali
Melisa'dan alıntı: Patırkaaaappp!!

13 Ağustos 2010 Cuma

DemeTakalın


 - Hayali güçlerimee o da şöylee, evli mutnu..

 - Melisa o öyle değil hayalim üç kelime diyor orda.

 - Hı, hayali düşlerimee o da şö...

 - Melisa hayalim üç kelme, üç üç !

 - Hayalet üçgenimee...

  - ...

  - Ne var abi ya?

Erkek Kafası

 Çok gördüm yapıyım dedim...

 Bobiler.örg'den esin...

ççç

12 Ağustos 2010 Perşembe

Abi tavsiyesi : Flapjack !!


 Tam adı ''the Marvelous Misadventures of Flapjack''. Cartoon Network çizgi dizisi. Ancak karakterler ve arkaplanlar muhteşem.
  Espri tarzı belki SpongeBob'dan arak gibi ama bence ondan daha da iyi.
  Periyodunu çözemedim daha ama açın bakın Cartoon Network'u arada, karşılaşırsınız kesin.
  Büyük tavsiye..

Devenin başı !

Dilenci..



Yoldayım.
Adamın biri dilenciye 50 lira verdi.
Şaşırdım ve durdum izledim uzaktan.
Sonra dilenci adama 1 yirmilik, 2 onluk ve 1 beşlik verdi. Dilenciye para bozdurdu adam.

Yada yanlış oldu : Dilenci adamın parasını bozdu..

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Evet, Sen Domalansın !



Bu arada dün yazdım sıcaklar başa vuruyor diye, harbiden de vuruyor,
bayılımlar yaşadım yazdıktan sonra, 
dikkat!

Sitenin hayvanı






adopt your own virtual pet!

Siteye hayvan aldım, 
uğurlu olsun..
İsim konusunda da yaratıcılığımın sınrlarını zorladım : Maymun !


10 Ağustos 2010 Salı

Iscaklar

                                            Sıcaklar başa vuruyor...
                                                                 vuruyor...
                                                                 vuruyor...
                                                                 vuruyor...

Kimim lan ben?

Otobiyografi tarzında gibimsi...

Sayfanın soluna git, 'Hane'nin hemen altına tıkla, karşına çıkıyor.

Buna da üşeniyorsan tıkla, ışınlan!

Güldürdün beni Melisa...

Yazın tek eğlencem Melisa, bayadır aklımda böyle bir şey yapıyım diyordum. Güldürüyor beni çünkü kardeşim. Oldukça ekliyeceğim daha, gelmiyor aklıma çok ama işte... :)

  • - Aa, resmen şok şok şoka uğramış bulunmaktayım ! Pınar bana arkadaşlık teklifi göndermiş, gerçek hayatta küsmüştü bana ..
  • - O kadar sıkıldım ki, gidip dişimi fırçalıyım bari...
  • - Abi empeüçüme atsana şeyi, Pompii ( Pump it )
  • - Bir de Taksit'i ( Toxic )
  • - ( Her sıkıldığında ) Uff ! Biraz sucuk yiyim bari..
  • - ( Her yardım istediğimde ) Sana yardım ederdim ama, seni orman cüceleri yiyecek. ( ?? İşte bundan biraz korkuyorum.. )
  • - ( Powerpuff Girls izlerken ) Patırkaaap ! !
  • - Sabah akşam poker oynuyorsun, başıma iş alacaksın abi !
  • - Sana ek'in selamı var, Direk ve Caş'ın.. Olmadı mı abi?


    ...

    İtiraf ediyorum; ben bir kola bağımlısıyım...

    Kola bağımlısıyım lan ben. Anlamalıydım zaten Starbucks'ta kola içmelerimden veya orucu kola ile açmalarımdan. Bi ara okumuştum bi kadın Coca ( in ) Cola 'ya dava açmıştı bu nedenle, kazanmıştı da baya para + 2,5 litre Coca Cola. Öyle mi yapsam ki ben de? Olmuyor abi su gidermiyor susuzluğumu . İlla şu boğaza yapışan siyah sıvıdan içeçeğim. Kronik bağımlıyım ben .

    İki askeeeer, diz çökeeeer, ateş eder !

    Savaş Ay ile A takımı programı


    girizgahının 18. saniyesinden bir kare.

    Öylesine aklıma takılmıştı bu hareket. Teşekkürler Kaan Sezyum vuuuaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaahhh.

    Otobüs Yolculuğu..

    Bunlar otobüstürler.
    Şu anda bir otobüsteyim. Hiç sevmem otobüs yolculuklarını. Özellikle de Didim-A.Ş.T.İ gibi 12-13 saat sürenlerini. Her otobüste olan şeyler var aslında burda da. Önümde bir anne ve bebeği var ; ağlayıp duruyor işte ( Anne değil bebeği tabiki ). Solumda ise bir anne ve kızı var kavga ediyorlar. Arkamda ise tam zıttı bir çift var. Hani horlayan bir adam olur ya her arabada , işte o adam benim büyükbabamdır. Hafiften utanıyorum, halbuse bu otobüstekileri bir daha görme ihtimalim çok düşük ( Hesap yaptırmayın şimdi.) . Dışarıyı izleyemiyorum, hava karanlık. Kafamı yaslıyorum cama uyutmayan bir sarsıntı. Bi de camın kenarına ufak bir çıkıntı yapmışlar kol koysan konulmuyor, yaslansan batıyor. Arada mikrafon ile uyuşuk uyuşuk konuşan muavine ''TV'yi açar mısınız?'' demek istiyorum ama olmuyor. Düşünüyorum sadece. Küçük şeyler düşünüyorum. Acaba kaç saat kaldı, Tv açılacak mı, Laptop arabanın ABS sistemini bozar mı ? Bir dakika. Bozar mı? Bozmaz herhalde. Yok canım bozmaz. Korktuğumdan değil ama kapatıyım bari.

    Arkandan ağlar...

    İşte bu açıklıyor herşeyi. Sırf iyi niyetimden; hiç bir yiyeceği üzmek istemediğimden böyle oldu. Yahu bırakın sanki açlık grevine girip intahar edicem, acıkınca yerim. Piskopat oldum bir dönem. Hangi köşeyi dönsem sanki o yemediğim ciğerler takip ediyordu beni, durup durup arkama dönüyordum. Bir de ''Ye bak çok güzel olmuş '', ''Bi lokma bi lokma'' , '' Hyundai Coupe geliyor'' lar var ki hiç girmeyelim. Ah anne ah annane!

    Düşük belde popo görünümüne 3 ay hapis...


    Kaynak Hürriyet.com:

    ABD’de, Michigan Eyaleti’nin (Burası şu Google Earth'de ki üzerinde garip şekiller bulunan yer değil mi?)Flint Kenti’nde, düşük bel pantolonlardan "poponun görünmesi" halinde üç aya kadar hapis cezası verilecek.(Kahretsin)

    Flint Polis Şefi David Dicks, popo görmekten usanan vatandaşlardan (!) çok sayıda şikáyet aldıklarını söyledi. Dicks, "Bu ahlaka uymayan tarz, ifade özgürlüğünü aşıyor" dedi ve "teşhir" suçu olduğunu kaydetti. Polis Şefi David Dicks, popo gösteren düşük bel pantolon giyenlerin tutuklanacağını, suçlu bulunana üç aya kadar hapis ve 500 dolara (İbanez grg270b iyatı) kadar da para cezası verileceğini söyledi. ABD Sivil Özgürlükler Birliği’nin (ACLU) avukatı Greg Gibbs, giysilerin tümünün anayasa tarafından korunmadığının bilinmesini istedi. Bazıları ise, bu tür pantolonları giyenlere karşı çıkanların "ırkçı" olduğunu ileri sürüyor. Çünkü bu pantolonlar en çok "siyah gençler" tarafından tercih ediliyor.

    What The Folk ?!


    Nerden esti sabaha karşı saat 04:40 'ta bilmiyorum ama dizilerini uzun süredir - 1 yıl oldu işte- takip ediyorum, takip ettiğim tek yegane dizidir kendisi, albümlerini de aldım - yalan download ettim- ve tavsiye etmek için o kadar da geç olmadığını düşündüm.

    Flight of the Conchords Jamaine Clement ve Bret McKenzie'den oluşan kendi deyimleriyle Yeni Zellandalı bir "guitar-based digi-bongo acapella-rap-funk-comedy folk duo ( Folk işte be daha ne) " grubudur. Kendileri müzik ve komedide yepyeni bir
    ''şey'' yaratmış bulunuyorlar.

    Dizilerinde Murray adında bir menejer ve Mel adlı bir - aslında tek- hayranının da sahne aldığı grubun Amerika'da başına gelen olaylar anlatılıyor. Aslında ne yaptıklarını şuraya yazarak anlatamıyorum, zaten sadece izleyerek anlayabilirsiniz.

    Başlıyacaksanız kesinlikle ilk olarak ''Humans are Dead (Robots)'' ve '' Most Beautyful Girl (in the Room) '' şarkılarının kliplerini izlemelisiniz yada direk bölümleri izleyin. Youtube açık adresi verirdim aslında ama "kapalı" ya boşver arayamıyor musunuz kendiniz işte?


    Şu aralar FX kanalında Türkçe altyazılı çıkıyor . Her Salı 21:15'te .


    Çırbak fotoları için...

    Ota boka heycanlanmak...


    Evet, rahat görünümümün aksine aslında çok heycanlı birisiyim. Ancak bu heycan sınavda, uçaktan atlamada veya benzeri aktivitelerde ortaya çıkan bir heycan değil.
    Mesela tüpçüyü arayıp tüp söylemek beni çok heycanlandırır. Yapacağım konuşmayı aklımda tasarlarım, hatta diyeceklerimi bir kağıda yazarım, anneme ne diyeceğimi 50 kere sorarım. Halbuse diyeceğim tek şey ''X'in evine bir tüp. ''.Ancak benim için bu o kadar da kolay değil işte.

    Açılış Konuşması

    Bugün blogumu küllerinden canlandırıyorum !!

    Kurdele kesmeli filan istiyordum ama..

    Ne gerek vardı mıydı? Ne biliyim işte, birşeyler yazarım filan dedim..

    Hevesimi kırmayın, kırmayın ! !

    Ölüleri canlandırıyım önce 1-2 gün, sonra işler yoluna girer...

     Hadi kib xxx